Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
yatağımın yanındaki tek koltuğa oturdum. İçim üzüntüyle dolup taşıyordu. Geleceğimin yıldız gibi parladığı bu gece, ömrümün en boynu bükük gecesi olsun... ne tuhaf şey diye düşünüyordum.
Oyundan sonra alkış almayan bir aktör hastalanır. Alkış o meşak katli mesleğin tek ama en yoğun mükâfatıdır. Tanrı'nın her gecesi alkışlanırlar yine de doymazlar. Ömrümün çoğu, onların arasında geçti. Gün boyu otuz dokuz derece ateşle yatıp inleyen, saat dokuza doğru doping iğneleri ile tiyatroya koşan oyuncu, perde açılıp da sahne ışıklarını ve seyircilerin elektriğini üzerinde hissedince hastalığını o anda unutur, giyindiği kişi olur, oyundaki kişiliğine bürünür. Hele oyun bitip de dört yüz çift elin alkışını alınca dün yadaki dopinglerin en güzeli ve güçlüsü ile dört yapraklı gül olur.
Sayfa 177Kitabı okudu
Reklam
Benim için hepsi bir..
Geceyi tekrar görmek ister gibi dışarı bakıyorum; gerçi şu doğmak üzere olan günün de bir gecesi olacak; fakat bu geceden ve onu tâkip edecek sonsuz gecelerden bana ne? Mâdemki ömrümün tek ve hakîkî gecesi bitti; isterse bundan sonra dünya, sabâhı olmayan bir gece ile devam etsin, yâhut gecesi olmayan bir günden ibâret olsun, benim için hepsi bir.
Sayfa 151 - Kubbealtı NeşriyatıKitabı okudu
"Ben sizinle evlenmeyi rica ediyorum" diyen sesiniz Kulağımdan gitmedi... Uyuyamadım, çünkü sizin nişanlınız olarak geçirdiğim tek saadet gecesi'nin bir dakikasını ziyan etmemek lazımdı... Ömrümün sonuna kadar size minnettar kalacağım.
Daha çok küçük bir çocukken bile, rüyalarımın olanca korkunçluğunun ortasında bir insana, tek bir insana bile rastlasaydım, bu rüyalarımdan ve beni çevreleyen dehşet dolu gecelerden kurtulacağıma inanmıştım. Bu düşünce, yıllarca ömrümün her gecesi aklıma takıldı-tek bir insan bulsam da kurtulsam!
İnsanları bazen münakaşa etmeksizin,günahları ile baş başa bırakmak,daha doğrudur.
Reklam
Ömrümün en güzel gecesi kâbusa döndü. Bu kâbus çabucak bitsin diye uyumaya çalıştım. Çünkü uyku çözer tüm sorunları. Sonra bir koku geldi burnuma. Çocukluğum koktu her yer. Babam geceleri taksiye çıkardı. Annem de erkenden yatırırdı beni zorla. Bazen uyumamış olurdum, babamın arabasının sesini tanırdım. Sokağa girdiğinde içim ferahlardı. Babam usulca odama girerdi. Uyuyormuş gibi yapardım o yanıma geldiğinde. Yastığımın altına para koyardı. Uyandırmaya kıyamaz, sessizce saçımı okşardı. Sonra da geldiği gibi usulca çıkardı odadan. Beni severken yüzünün aldığı şekli hiç görmedim. Bir tek o kokusu kaldı aklımda, şu an burnuma gelen koku.
Sayfa 85 - Küsurat YayınlarıKitabı okudu
3 Mayıs'ta yapılan ikinci duruşmada da olaylar eksik olmadı. Salona giren bir grup öğrenci Osman Yüksel Serdengeçti'nin kışkırtmasıyla Atsız'ı alkışladı. "Kahrolsun komünistler!" diye bağırdı. Buna karşılık, Atsız'ın avukatı Hamit Şevket İnce vekillikten çekildi. Atsız'ın Dalkavuklar Gecesi adlı Atatürk'ü aşağılayan kitabını okuduktan
" Çünkü her şeyin bittiğini zannettiğimiz zaman, her şey yeniden başlıyor. Tıpkı kış fırtınalarının yıkıp harap ettiği ağaçları, baharların tekrar çiçeklerle donatması gibi."
Sayfa 59
Gidelim öyleyse, sen ve ben, Eterlenmiş hasta gibi bir masada Serilmişken akşam göğe karşı; Bildik yarı ıssız sokaklar arasından geçerek gidelim Tek gecelik ucuz otellerdeki huzursuz gecelerin Mırıldanan inziva köşelerine Ve bıçkı tozlu ve istiridye kabuklu lokantalara: Sinsi bir niyetin usandırıcı bir savı gibi Ezici bir soruya seni
Reklam
II Benerci, Somadeva'nın odasından sokağa çıkınca, Roy Dranat'ın «akşamüstü serinlikte bir teferrüçten dönerken» soğuk alıp zatürreeden öldüğünü duydu. Ve Roy Dranat'ın oteline gitti. Gördüklerini şöyle anlatıyor: Girdim ki içeriye,
Babalar uyurken sever...
Ömrümün en güzel gecesi kabusa döndü. Bu kabus çabucak bitsin diye uyumaya çalıştım. Çünkü uyku çözer tüm sorunları. Sonra bir koku geldi burnuma. Çocukluğum koktu her yer. Babam geceleri taksiye çıkardı. Annem de erkenden yatırırdı beni zorla. Bazen uyumamış olurdum, babamın arabasının sesini tanırdım. Sokağa girdiğinde içim ferahlardı. Babam usulca odama girerdi. Uyuyormuş gibi yapardım o yanıma geldiğinde. Yastığımın altına para koyardı. Uyandırmaya kıyamaz, sessizce saçlarımı okşardı. Sonra da geldiği gibi usulca çıkardı odadan. Beni severken yüzünün aldığı şekli hiç görmedim. Bir tek o kokusu kaldı aklımda, şu an burnuma gelen koku. Gözlerimi açtığımda babam nezaretin kapısındaydı. "Baba?" ...
Küsurat YayınlarıKitabı okudu